www.amcaoglu.net 7 Mayıs 1953’te Urfa’nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde dünyaya
geldi. Babası Mehmet Akbaş, annesi Emine Akbaş’tı. Zeyno ve Ahmet
isimlerinde iki kardeşi olan Gürses’in babası çiftçilikle uğraşıyordu
ve bağlama çalıyordu.
İlkokuldan
mezun olduktan sonra 14 yaşındayken Adana Aile Çay Bahçesi’nde
düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Sesiyle küçük yaşlarda
dikkat çeken Gürses kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili
olarak şunları söyleyecekti;
İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava
okudum. Arkadaşım halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova
Radyosu'nda sanatçı oldum.
1968 yılında albüm yapmak için İstanbul Kanatlarımın Altında’a gelen
şarkıcının Emmioğlu/Ovada Taşa Basma isimli plağı üç yüz bin satış
yaparak o dönem için büyük başarı kaydetti. Gün geçtikçe tanınan
Gürses, şöhretinin ilk yıllarında çıktığı Anadolu turnesi sırasında
büyük bir kaza geçirdi. Alın kemiği kırılan sanatçı yaşadıklarını daha
sonra şu şekilde dile getirecekti: O kazada şoför öldü… Beni de öldü
sanmışlar zaten… Sonra alıp hastaneye götürmüşler… Ben ölümü yaşadım
aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah’ın bir lütfudur.
Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede ölebilir ya da
kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi birşey
taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir
kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto
kokusu veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok
ağır işitirim… Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…
Kaza sonrası çıkardığı "Özür diliyorum senden", "İsyankar", "Ben insan
Değil miyim" gibi albümlerle çıkışını sürdüren sanatçı, arabesk türünde
en çok ilgi gören isimlerden biri oldu.
1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçen Gürses,
birçok uzun metrajlı filmde daha hayranlarıyla buluşacaktı.
Çocukluğunda hiçbir filmini kaçırmadığı ve büyük bir hayranlık duyduğu
sinema oyuncusu Muhterem Nur’la 1982’de çıktığı Malatya turnesi
sırasında karşılaşan şarkıcı, 1985 yılında Nur’la hayatını birleştirdi.
90’lı yılların başında gördüğü büyük ilgi üzerine ortaya çıkan ve
Müslümcüler olarak anılan büyük bir fanatik kitlesi şarkıcının
konserlerinde kendilerine zarar vermeye başladılar. Müslüm Gürses
şarkılarındaki yalnızlık, hayata duyulan öfke ve ayrılık acısı gibi
temaların dinleyicisinde yarattığı bu etki giderek bir fenomen halini
almıştı. Şarkıcının zaman zaman yaptığı uyarılara rağmen konserlerinde
birçok dinleyicisi jilet kullanarak vücuduna zarar veriyordu. Arabeskin
içinde bir alt kültür olarak kendini var eden bu durum, Gürses
şarkılarına olan ilgiyi körüklüyordu.
90’lı yılların sonlarına doğru şarkıcının konserlerinde gerçekleşen ve
ayini andıran bu görüntüler toplumun birçok kesiminden büyük tepki
almaya başlamıştı. Gürses, o dönemde çıkardığı albümlerle de eski
ilgiyi göremedi ve lüks bir teknenin güvertesinde çekimini
gerçekleştirdiği klibi hayranlarının büyük tepki göstermesine neden
oldu. Zira dinleyici kitlesi genel olarak kente uyum sağlayamayan,
ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü düşünen varoşlardan oluşuyordu.
Dolayısıyla bu durum hayranlarında çelişki yaratmıştı. Müslüm Gürses’in
o dönemde 15 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elanor plak firmasıyla
da yolları ayrıldı.
Az konuşan ve ekranlarda pek fazla görünmeyen sanatçı zaman içinde
medyada daha fazla yer almaya başladı. Bu değişim rüzgarları Gürses’in
müzisyen kimliğine de yansıyacaktı. Nilüfer’in Olmadı Yar isimli
şarkısını yorumlayarak bu değişimin ilk sinyallerini veren şarkıcı,
Teoman’ın Paramparça ve Tarkan’ın İkimizin Yerine adlı çalışmalarını da
seslendirdi. Gürses kendisini eleştirenlerle ilgili olarak da şu
yorumda bulundu: Son günlerde bir de Arabesk mevzularında ‘’değişime
uğradı’’ gibi görüşler türedi! Biz değişmedik… Özümüzde aynıyız… Ufak
tefek alt yapı hadisesinde farklılık göründüyse de biz özümüzü muhafaza
ediyoruz.Müsterih olsunlar, bir yere kaybolmadık. Tarzımızdan
uzaklaşmak gibi bir gayretimiz, çabamız olmadı, olmaz da. Biz o pop
şarkıları kendimize has bir şekilde okuyoruz. Herkes müsterih olsun.
Gürses’in, 2006’da yazar Murathan Mungan’la ortak projesi “Aşk
Tesadüfleri Sever” müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan’ın sözlerini
yazdığı, David Bowie’den Garbage’a, Leonard Cohen’den Jane Birkin’e
birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendiren
Gürses yine çok konuşuldu.